ASRIN FELAKETİN DE ASRIN BULUŞMASI Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremi bütün bilim adamlarının ifade ettiği gibi, “Asrın Depremi” dir. Bunu sadece televizyonlarda seyredenler değil, gidip, görüp gözlerine inanamayanlar için de böyle. Depremin oluşumundan çok kısa bir süre sonra deprem bölgesindeydim. Bunu geçen sene “gittim, gördüm ve yazdım” seri makalelerle sizlere yıkımlardan, acılardan, insanımızın ızdırabından yaşadığı sıkıntılardan bahsetmiş ve demiştik ki “bu depremin yaralarını sarmak uzun yıllar alacak”. Öyle de oldu. Çünkü o gün de söylediğimiz gibi, yollar yarılmış, dağlar devrilmiş, derelerin yatakları değişmiş, on bir ilde çok az bina ayakta kalmıştı. Özellikle Hatay-Antakya sanki haritadan silinmiş gibiydi. Peki sonra ne oldu? Yurt içinde ve yurt dışında bulunan, bu milletin bütün evlatları genç, yaşlı, kadın, çocuk istisnasız herkes, hangi dine, dile, mezhebe mensup olursa olsun, kolları sıvamış başta STK larımız olmak üzere tam bir seferberlik başlatılmış, millet olarak elimizden ne gelirse, maddi ve manevi olarak deprem bölgesine akın etmiş, gidemeyenler her türlü yardımı yollamış, para yardımı kampanyaları başlatılmış, deprem bölgesinin ve depremzedelerin yanında olmak için bütün imkanlar kullanılmıştır. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir seferberlik, beraberlik, yardımseverlik, yaraları sarmak için uğraşmak, depremzedelerin yanında olmak için çırpınan bir başka millet asla yoktur. Bütün dünyaya Türk Milletinin dayanışma örneğini gösterdik. Bu millet, hayatını devam ettirmekte zorlanan insanımızla ekmeğini bölüşmüş, bir kap çorbanın yarısını onlarla paylaşmıştır. Paylaşmanın, yardımlaşmanın, kardeş olmanın, birlik ve beraberlik ruhunun ne demek olduğunu bu millet bütün cihana göstermiştir. “Asrın felaketinde, asrın buluşması olmuştur.” Peki sonra ne oldu? Bilinmeyen bir el girdi aramıza. Hem de fitnede, fesatta, iftirada bir numara, şeytana şapka çıkartacak akıl dışı oyunlar. Bu güzel duyguları yıkmak için kurulan tuzaklar. Millet düşmanları için bu birlik bozulmalıydı, kardeşlik duyguları, yardımlaşma, yaraları sarma ve bu fedakarlıklar olmamalıydı. Ve maalesef öyle de oldu. Mayıs 2023 seçimlerinde depremzedelerimizin siyasi tercihlerinden dolayı o güzel duygular yok edildi. Küfredildiler, atıldılar, kovuldular, olmadık hakarete maruz bırakıldılar. Daha birkaç ay evvel ekmeğini bölüştüğü insanlara yapmadıklarını bırakmadılar. Asrın buluşması sabote edilmiş, o kirli el maksadına ulaşmış, bütün yardımlar kesilmiş, depremzede kardeşlerimiz sadece devletin yardımlarına kalmıştı. Oysa ki böylesine akıllara durgunluk verecek bir depremin altından, halkın desteği olmadan dünyanın en güçlü, en zengin ülkesinin bile kalkması mümkün değildi. Devlet; bir taraftan maliyeti yüz milyarlarca doları bulan bu büyük felaketin altından kalkmaya çalışmış, bir taraftan ekonomik dar boğazla uğraşmış, bir taraftan halkın refah seviyesini yükseltmenin yolarını ararken, depremzede kardeşlerimize vaat edilenlerin büyük bir kısmı yerine getirilememiştir. Asrın depreminin birinci yılında istisnasız her birey kendi başına oturup şu soruların cevabını gelecekleri ve gelecek nesiller için mutlaka vermelidir. - Ülkemizin deprem bölgesi olduğunu bile bile bu felaketi neden yaşadık? - Suç sadece fay hatlarında mı? Depreme dayanıklı evler yapmak için herhangi bir gayret gösterdik mi? Yoksa kolaycılığa kaçıp kendi çıkar ve menfaatlerimizi mi düşündük? - Taşıyıcı kolanları keserken, kumdan evler yaparken, denetim olmasın diye rüşvet verirken veya alırken, dere yataklarına, göl yataklarına ev yapar veya yaptırırken, evleri ucuza mal etmek için her türlü sahtekarlığı yaparken olacakları hiç düşündük mü? - Üç kuruşluk çıkar için beş kuruş ödemedik mi? - Hangimiz rüşvet ve yolsuzlukla imar izni verenleri şikâyet ettik? Veya bizzat biz kendimiz rüşvet vermedik mi? Ve son soru; Canımız mı veya canımızdan çok daha fazla sevdiğimiz sevdiklerimiz mi değerli yoksa sahip olduğumuz, olmaya çalıştığımız çıkar ve menfaatlerimiz mi? Önümüzde yine bir seçim var. Dilek, temennim ve duam odur ki; inşallah bir yıl önceki düşman kardeşler görüntüsü vermeyiz. İnşallah, üç kuruşluk çıkar ve menfaatini düşünen siyasilerin, bizi birbirimize düşürmelerine göz yummayız. İnşallah, birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi bozan veya bozacak o kirli ellere fırsat tanımayız. İnşallah bu seçimde kazanan, insanlık olur, dostluk olur, kardeşlik olur. Birlik ve beraberliğimiz olur. Hangi düşünce ve siyasi tercihe sahip olursak olalım, birbirimize duyduğumuz sevgi ve saygıyı yok etmeyelim. Depremde vefat eden kardeşlerimize Allah tan rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun. Yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. İsmet Taş – İç Anadolu Birliği Genele Başkanı Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı |
328 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |