CUMHURBAŞKANI KİM OLACAK?
Aziz Nesin’in bu sözü mizah mıydı, değil miydi bilemeyiz. Ama kendisi hiçbir zaman bu sözünden geri adım atmamıştır. Hatta niye öyle olduğunu kendince açıklamaya çalışmıştır. Elbette konumuz bu değil ama maalesef siyasilerimiz seçmeni sürekli “aptal” yerine koyan, söz, açıklama ve tavır içine girmişlerdir. Bu gerçeği hiçbir siyasinin inkâr etmesi mümkün değildir. Böyle olmasa, böyle düşünmeseler, böyle hareket ederler mi? Halkın gözünün içine baka baka yalan söyleyip “aptal” yerine koyarlar mı? Yüzlerce örnek verebiliriz. Şimdi, “ şu şunu dedi, bu bunu dedi” diyerek örnekleyecek değiliz. Ancak çok uzağa değil son birkaç yıl içinde ki söylemlere şöyle bir bakın, kim ne demiş, kim nasıl davranmış, kim neyi nasıl izah etmiş anlarsınız. Daha vahimi de var! Sahi biz söylenenleri o kadar çabuk unutan, “balık hafızalı” bir millet miyiz? Siyasilere göre öyleyiz. “Halk nasıl olsa belli bir zaman sonra unutur biz de hiçbir şey olmamış gibi hareket ederiz” öyle yapmıyorlar mı? Ne diyordu Sedef Kabaş, “Ortaya basit bir yalan atın ve sürekli tekrarlayın. Sonra kitlenin o yalanı nasıl kucakladığını seyredin” Böyle miyiz gerçekten? Veya bizim böyle olduğumuzu mu sanıyorlar? Sosyal medyanın yalan ve iftira kampanyalarına göre mi hareket ediyoruz? Bazı kendine bilim adamı diyen zevat, “seçmen psikolojisi, toplum mühendisliği, halkın davranış şekilleri” gibi güya çalışma yaparlar bir de adına bilimsellik ekleyerek sunarlar. Yani birileri yine bizim adımıza karar verip, bir sonuca varıp, davranış modellerini belirlerler. Şu ana kadar söylediklerimize,” bilinenlerin tekrarı, biz bunları bilmiyor muyuz, bunları senden mi öğreneceğiz” diyebilirsiniz. Ne derseniz deyin, eksiği var fazlası yok. Bizi böyle görüyorlar. Peki, ne yapalım? Acımız büyük, yaralarımız derin. Millet olarak tarihin en büyük felaketini yaşıyoruz. İnsanımız kanlı gözyaşı akıtıyor. Topyekûn yaraları sarmaya, milletçe ayağa kalkmaya çalışıyoruz. Kenetlenerek, birlik olarak, tek yürek, tek vücut olarak. Siyasileri ise ibretle izliyoruz. Daha iki gün evvel birbirlerinin kuyusunu kazan, kazık atan, her türlü çamurla birbirlerini suçlayan, işe yaramaz adamlar olduğunu ilan edenler, bu gün her şeyi unutmuş, hiçbir şey olmamış gibi birbirlerini güzelce yıkayıp temizledikten sonra deprem bölgesini geziye çıktılar. Ve tabi timsah gözyaşlarını dökmeyi de unutmuyorlar. “Hak ile hüküm verilir bir gün” türküsünde şair ne güzel söylemiş; Medyacı adeta olmuş bir cambaz Bizi, kör, sağır, dilsiz sananlar, yaralarımız, acılarımız, kanlı gözyaşlarımız üzerinde tepinipte oy devşirmeye çalışanlar; ne yaptığınızı, ne yapmaya çalıştığınızı, nasıl tek kişilik veya toplu tiyatrolar sergilediğinizi biliyor ve görüyoruz. Yalancılıkta, sahtekârlıkta ve üçkâğıt açmakta ki maharetlerinizi de biliyoruz. Unutmayın; biz ne sağır, ne kör, ne dilsiz, ne aptal, ne salak ne de balık hafızalıyız! Biz her şeyin farkındayız! Bunu 14 Mayıs ta göreceksiniz. Cumhurbaşkanımız, Hak ile hüküm veren, sözü-özü doğru, ne acılarımızı ne de inanç ve değerlerimizi istismar eden, üç kuruşluk dünya için ahretini satmayan, kimseye uşaklık etmeyen, diyet borcu olmayan, bu vatanı kimseye peşkeş çekmeyen, çıkarı ve menfaati için bizi satmayan, milli ve manevi değerlerimize samimi olarak sahip çıkan, vatan, devlet, millet ve bayrak hassasiyeti ve kırmızıçizgisi olan biri olacak… Kim mi? 14 Mayısta hep birlikte göreceğiz. İsmet Taş – İç Anadolu Birliği Genel Başkanı Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı |
520 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |