ÇEKİN O PİS ELLERİNİZİ Siyasi ve ideolojik farkındalıklarımızı bir köşeye bırakarak, vatan, bayrak, devlet, millet ve manevi değerlerimizi yani kırmızı çizgilerimizi düşünerek neler olup bittiğini anlamaya çalışalım. Özellikle son zamanlarda ülkemizde, garip, tuhaf, anlamakta güçlük çektiğimiz olaylara şahit oluyoruz. Ve maalesef bunlara yeteri kadar tepki konulmadığı gibi, siyasilerin milli ve dini değerlerimize saldırmalarının prim yapması gibi, "korkunç" bir olay ile karşı karşıyayız. Örneğin; bir siyasi çıkar, başka bir siyasinin alnında Rabbi Yessir duasını gördüğünü bu da yetmedi Fatih Sultan Mehmet Han ile aynı olduğunu, bir tık daha ileriye giderek, Peygamberimize ve İslam'a hakaretlerle dolu "Medeni Bilgiler Kitabı"nı ders kitabı olarak okutulacağını söyler, son derece pişkin bir şekilde. Tepki; yaşa, var ol, çılgınca, çığlık çığlığa alkış… Yine bir siyasi çıkar der ki; "Hz. Peygamber gurura kapıldı, Ayetle uyarıldı "Biz gurura kapılmadık" diyerek zırvalayabiliyor. Bunu diyen üstelik devletin en üst kademesinde ciddi görevler yapmış bir siyasi. Tepki; yaşa, var ol, çılgınca çığlık çığlığa alkış... Başka bir siyasi bundan aşağı kalır mı? "Peygamber bir yılda 40 kişi topladı, biz kırk bin kişi topladık" diyor, hadsizlikte sınır tanımıyor. Tepki; yaşa, var ol, çılgınca çığlık çığlığa alkış... Dedik ya milli ve manevi değerlerimize hakaretler diz boyu. Siyasiler burada yarış ediyorlar ön sıraları kimseye kaptırmıyorlar. Hızını alamayan bir siyasetçimiz, camii ve hutbe adabını, edebini bildiği halde bunu hiçe sayarak; "Atatürk'e dua yok mu Atatürk'e" diyerek camiyi bir anda siyasi arenaya çeviriyor bu da yetmiyor Diyanet İşleri Başkanımıza iftira ediyor. Siyasi çirkinlikte son nokta… Tepki; yaşa, var ol, çılgınca çığlık çığlığa alkış... Kendine şarkıcı denen bir kadın çıkar şarkısında; "selam söyleyin o cahil Havva ile Adem'e" der. Der de, aslını ve neslini inkâr edercesine çirkinleşir. Tepki; yaşa, var ol, çılgınca çığlık çığlığa alkış... Başka bir kadın şarkıcı; "İmam-Hatip'te okumuş daha önce, kendisinin sapıklığı oradan geliyor" diyerek patlatıyor bombayı. Bütün imam hatiplileri sapık ilan ederek, ABD den bile destek görüyor. Tepki; yaşa, var ol, çılgınca çığlık çığlığa alkış... Milli ve manevi değerlerimize saldırı öyle prim yapıyor ki, kendini bilmez ne idüğü belirsiz sapıklıkta sınır tanımayan bir vekil çıkıp Meclis kürsüsünden; "Bugün karşı karşıya kaldığımız yıkım 500 yıl önceki Osmanlı'nın yönetim biçimini ve 1500 yıl önceki dinin toplum ilişkilerini, 2 bin 500 yıl önceki Orta Asya masallarını yeniden kurma hayalidir. Kindar ve dindar nesli yaratma ucubeliğidir." Diyebilme cesaretini gösterebiliyor. Tepki; yaşa, var ol, çılgınca çığlık çığlığa alkış... Ve İslam'da reformu savunan hoca kılıklı, kime hizmet ettiği belirsiz reformistler. Dini bulandırmak ve sulandırmakla görevli , “yerli kardinaller”. Bu örnekleri o kadar çok çoğaltabiliriz ki, yüzlerce sayfayı bulur. Diyeceksiniz ki verdiğiniz, saydığınız örneklere tepkiler verildi. Gerçekten verildi mi? Yoksa bir kısım vatandaşımız cılız tepki gösterirken bir kısım bağıra bağıra çılgınca alkışlayıp “haklıyız” mesajı vermediler mi? Veya "Benim siyasim senin siyasini döver, benim siyasim söylemişse doğru söylemiş, benim sanatçıma dokunma, benim hocalarıma laf söyleme" gibi söylemlerle sosyal medya çalkalanmadı mı? Veya hakareti eden, kendi siyasi ve ideolojik görüşüne yakınsa, “sus-pus” uzaksa,” mangalda kül bırakma” olayı olmadı mı? İşin en acı tarafı da bu! Sabah- akşam idealizmden, davadan, İslam'dan, milliyetçilikten, vatan, bayrak, millet, devlet sevgisinden bahsedenler, değerlerimize hakaret eden kendine yakın birisi ise susmuş olması, tek bir tepki dahi gösterilmemiş olması, bu değerlerimize, davaya ihanetin "daniskası" değil mi? Bu tür hakaretlere çanak tutmuş olmuyorlar mı? Dünyanın hiçbir ülkesinde, kendi dini inançlarına, milli ve manevi değerlerine, tarihine, kültürüne bu kadar hakaret eden, küfreden, aşağılayan başka bir millet, başka bir topluluk göremezsiniz. Hani diyoruz ya; "Vatan elden gidiyor, din elden gidiyor, şöyle yapacağız, böyle yapacağız" diye! İşte tam da burada bunu diyen gidip mutlaka aynaya bakmalı. Yukarıda bir kaçını hatırlatmaya çalıştığımız olaylarda ne kadar tepki gösterdi veya göstermedi mi? Göstermediyse, gösteremediyse, önce kendini, sonra imanını sorgulaması gerekmiyor mu? GELELİM HALKA! YANİ BİZE. Camileri dolduran, namazlarını aksatmayan, milli günlerde bayraklar sallayan, neyin günah, neyin haram olmadığını saatlerce zaman zaman günlerce tartışan, işine geldiğinde helalı-haramı ön plana çıkaran HALKA. Ve bana göre birinci suçlu biziz yani halk. Sen, ben, biz, siz, onlar... İspatı mı? Yukarıda örneklerini verdiğimiz siyasilere ve mensubu bulunduğu partilerin oy oranına bakın. O siyasiler hala nasıl siyaset yapabiliyorlar? Kimler oy veriyor onlara? Malum kadınların şarkı söyledikleri sahnelere bakın tıklım tıklım. Peki, kim dolduruyor buraları? Halk bu ve benzerlerine nasıl tepki gösteriyor? Son derece cılız veya sessiz. Normalde bu siyasilerin siyasi hayatları bitmiş olması gerekmiyor mu? Bitiyor mu? Yoksa pirim yapıyor diye önüne gelen saldırıya devam mı ediyor? Güner Ümit'in geleceğini bitiren o halk nerede? Veya kasetim yayınlandı diye siyasi hayatını kendi elleri ile sonlandıran siyasiler nerede? Unutmayın! Kim ki bizim milli ve manevi değerlerimize saldırıyor, hakaret ediyor, aşağılıyor bunun en önemli nedeni biziz. Çünkü biz prim veriyoruz. Sessiz kalıyoruz, susuyoruz, demokratik ciddi bir tepki koyamıyoruz. Bırakın tepki koymayı kendi görüşümüze yakınsa destek bile veriyoruz. Biz inanıyoruz ki; bu halk dün silkinip kendini yok etmek isteyenlere en ağır cezayı vermişse, bu günde bunu yapacak güç ve iradeye sahiptir. Bunun içindir ki, kişiliği, kimliği, şahsiyeti, siyaseti, partisi, pırtısı, mesleği ne olursa olsun, kim olursa olsun, UYARIYORUZ! ÇEKİN O PİS ELLERİNİZİ, MİLLİ VE MANEVİ DEĞERLERİMİZİN ÜZERİNDEN. İsmet Taş - İç Anadolu Birliği Genel Başkanı Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı
|
455 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |