ULUSLARARASI ARENADA, TÜRKİYE GERÇEĞİ Rusya-Ukrayna savaşı veya Ukrayna’nın vekâlet savaşı veya Rusya-ABD, Rusya- ABD, AB savaşı ne derseniz deyin, burnumuzun dibinde birçok anlam yükleyebileceğimiz ve bizi direk ilgilendiren bir savaş var. Bir yerde bir yangın varsa ve o yangının size sıçrama ihtimali çok yüksekse, siz diplomasi ve siyasi arenada dünyanın en doğru hamlelerini yapmak zorundasınız. Düşünün bir kere sizin hiçbir şekilde taraf olmadığınız bir savaş neticesinde ülke ekonominiz ciddi bir şekilde yara alıyor, halkınızın hayat şartları ağırlaşıyor, geçim derdi hat safhaya ulaşıyorsa, bir de savaşın sadece ama sadece, “çıngılarının” üzerinize sıçradığını bir düşünün! Fırsatçılar, karaborsacılar, stokçular ne kadar ahlaksız, şerefsiz insan varsa şu an bile bire on zam yaparken o zaman bire elli, bire yüz yapacaklarından kimsenin kuşkusu olmasın. İşte Türkiye bu savaşın tek bir kıvılcımının dahi ülkemize sıçramaması için, son derece doğru hamleler yapmak zorunda. Yapılan diplomatik hamleleri kısaca tek tek hatırlayalım. -Türkiye; Rusya’ da, Ukrayna’ da bizim dostumuzdur. Her iki ülkeye de aynı mesafedeyim. -Savaşın her türlüsüne karşıyız, Ukrayna’ya her türlü insani yardımı yapmaya hazırız ama Rusya’ya da ambargo uygulamayacağız. -Acilen, hemen barış sağlanmalı, bu konuda üzerimize düşen ne varsa yapmaya hazırız… Bu üç temel ana konu üzerine politikasını geliştiren Türkiye, Antalya Diplomasi Formu ile birlikte atağa geçmiş, Başkan Erdoğan, 40 ın üzerinde ülke lideri ile görüşmüş, kapılarını Rusya-Ukrayna temsilcilerine açarak müzakere masasını kurmuştur. Bütün dünyanın gözlerinin önünde barışa doğru giden yolun önünü açmış, her iki ülkenin liderleri de, Türkiye’nin uyguladığı politikadan dolayı teşekkür etmiş, hiçbir şekilde eleştirmemişlerdir. Bu vesile ile Türkiye’nin itibarı en üst düzeye çıkmıştır… Batı önceleri Türkiye’yi ciddiye almamış ancak Türkiye’nin yapmış olduğu hamleler kıskançlıkların yanı sıra takdirleri de beraberinde getirmiştir. Türkiye, “Rusya’ya ambargo uygulayacaksın” baskılarına aldırış etmeden çizmiş olduğu politikanın dışına çıkmamıştır. ABD kendi çıkarları doğrultusunda savaşın uzamasını isterken, Avrupa ülkeleri gaza gelip Rusya ile “papaz” olurken, şimdilerde kara kara düşünmeye başlamışlardır. Özellikle enerji konusunda Rusya’ya bağımlı durumunda olan Batı, kısa vadeli çözümler üretirken, uzun vadede bunların işe yaramayacağının da farkına varmıştır. ABD nin dümen suyuna göre hareket eden Avrupa, Türkiye’nin olmadığı bir masada kendi güvenliklerinin de söz konusu olmadığı gerçeğini bir kez daha görmüşlerdir. Fransa bile zaman zaman Rusya ile aynı ittifaklarda yer almış olmasına rağmen, Rusya’nın yanında Türkiye kadar itibarı bulunmadığı, Almanya’nın ABD nin etkisi ile Rusya ile ters düşmesi, Türkiye’nin önünü biraz daha açmış, bölgenin en önemli gücü olduğu gerçeğini bir kez daha hatırlatmıştır ki, Rusya sözcüsü; “Türkiye bölgesel bir güçtür” ifadesini kullanmıştır. ABD ve Avrupa, Rusya’nın zayıflaması, güçsüz duruma düşmesi için ellerinden geleni yaparken, asıl düşünmeleri gereken Çin’in pusuda beklediğinin de farkında oldukları gerçeğinden hareketle, bütün yüzler Türkiye’ye dönmüş, enerji hatlarının Türkiye’den geçmesi için bir dizi hamleler yapmaya başlamışlardır. Türkiye, savaşın parlayan yıldızı olmuştur. Türkiye’nin, “garantörlüğünden” söz edilmesi (ince elenip, sık dokunulması gereken bir konu), Başkan Erdoğan’ın, “Nobel Barış Ödülüne” aday gösterilme söylemleri (dikkat edilmesi gereken bir konu), Türkiye aleyhtarlığını kimseye bırakmayan malum Batı Medyasının da Türkiye hakkında olumlu makaleler yazılması, Türkiye’ye rağmen hiçbir kararın alınamayacağını, Avrupa’nın güvenliğinin Türkiye’den geçtiğini ifade edilmesi son derece anlamlıdır. Diğer taraftan, ABD nin Yunanistan’ı silahlandırması, Yunanistan’ın Lozan’ı yüzlerce kere ihlal ederek adaları silah deposu haline getirmesi, Türkiye’nin güvenliğinin tehdit edilmesi, Batı’yı bir kez daha düşünmeye sevk etmiş, Türkiye, güvenliğinin tehlike altında olduğunu görüp Yunanistan’a operasyon düzenlemesinin Avrupa’ya nelere mal olacağını, Rusya-Ukrayna savaşı ile görmeye başlamışlardır. (ABD bundan vazgeçmez, Yunanistan arkasına ABD yi ve Batıyı alarak Türkiye’ye yönelik tacizlerine devam ederse, savaş kaçınılmaz olacaktır. Bunun içindir ki Türkiye dostlarını çoğaltma, düşmanlarını azaltma politikalarına hızla devam etmek zorundadır.) Şu anki ekonomik durumumuz herkesin kabul ettiği gibi hiç de iç açıcı değil. Bu hepimizin bildiği bir gerçek. İnanıyorum ki Rusya-Ukrayna savaşının bitimi ile ekonomimiz süratle düzelecektir. Bu savaşın uzaması, ABD nin dışında kimsenin işine gelmemektedir. Bundan dolayıdır ki, bu savaş uzun sürmeyecektir. Birkaç ay içinde son bulacağını öngörmekteyim. Ölümlerin, acının, şiddetin olmadığı, kanın, gözyaşının akmadığı, savaşsız bir dünyanın olduğu, barış, hürriyet ve dostluk içinde yaşandığı, Ramazan-ı Şerifin o ulvi havasının bütün insanlığı kuşatması selam ve duası ile rahmet, bereket, mağfiret ayı olan Ramazan-ı Şerifinizi tebrik ediyor, Allah’ın selamı ile selamlıyorum. İsmet Taş – İç Anadolu Birliği Genel Başkanı Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı |
440 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |