O MÜBAREK BAYRAK İŞTE BU BAYRAK Ekrem Şama’nın, “Bu Bayrak” şiirini hepiniz bilirsiniz. Sadece nakarat kısmını paylaşmak istiyorum. Zemin kan kırmızı ay yıldızı ak O mübarek bayrak işte bu bayrak... Bu bayrak, Malazgirt’te Alparslan’ın elinde dalgalanmaya başladığından bu güne kadar, ne Ulubatlı Hasan’lar, ne Çanakkale aslanları bu bayrağı yere düşürdü. Bu bayrak, Kafkaslarda, Yemen çöllerinde onurla şerefle dalgalandı yere düşmedi. Bu bayrak mazlumların dilinde türkü oldu, hürriyet mücadelesinde ışık oldu, dalgalandığı yerde zalimlerin korkulu rüyası oldu. Bu bayrak Türk Tarihinin hiç bir döneminde yere düşmedi, düşüremediler. Tam aksine, Türk cengâverleri, Türk bahadırları, Türk Milletinin kahraman evlatları, bu bayrağa bakarak hep bir ağızdan Arif Nihat Asya’nın sözlerini bütün cihana haykırdılar; Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim: Yeryüzünde yer beğen! Nereye dikilmek istersen, Söyle, seni oraya dikeyim... Şimdi ise bayrağımız yere düşürülmek isteniyor! Bizde söz veriyoruz! Bu mübarek bayrak yeryüzünde nereye dikilmek istiyorsa oraya dikeceğiz! Sözlerimiz; samimi, ihlâslı, içten, yüreğini ortaya koyan, bu vatanı, bu milleti, bu devleti, bu bayrağı canından aziz bilen, kendisini Türk Milletinin varlık ve beka davasına adayan bu milletin evlatlarınadır. Sözlerimiz; bu milleti hakir ve küçük görenlere, tepeden bakanlara, gaflet içerisinde hainlerle birlikte olanlara, bu milletin milli ve manevi değerlerini yok sayarcasına kendi çıkar ve menfaatlerine kullananlara, milletin anasına bacısına küfredenlere ve bunları savunanlara, bu vatanı, ecdadın kanı ile suladığı bu toprakları peşkeş çeken hainlere, alçakların, şerefsizlerin sözcülüğünü yapanlara, Türk Bayrağından başka bir bayrak hayali taşıyan bu vatanın bölünmesine çanak tutan vatan hainlerine, kaos yaratan, kaosu destekleyenlere değil. Düşünün bir kere; dünyanın ezeli iki düşmanı bildiğimiz ABD ve Rusya birbirlerinden silah alıp vermeleri, dünyanın birçok yerinde başta Orta Doğu özellikle Suriye olmak üzere ortak hareket etmeleri, çıkar çatışmasına girmeden olayları kendi lehlerine çevirmeleri, Türkiye’nin düşmanı terör örgütlerine sahip çıkmaları, ABD’nin Yunanistan’ı, ABD üssü haline getirmesi, on bin km uzaktan gelip terör örgütlerine silah yardımı yapması, Türkiye’nin güçlenmemesi için başta ekonomik kriz yaratmak olmak üzere her türlü yola başvurması, savunma sanayimizi sabote etmek için her yolu denemesi, ABD Avrupa Birliği ile birlikte diz çöktürmek, boyun eğdirmek, zayıf ve güçsüz düşürmek için içimizdeki hainleri kullanarak bize ayar vermeye çalışması, Libya’da, Doğu Akdeniz’de, Orta Doğu’da ve Kafkaslarda her fırsatta, kendi çıkarları doğrultusunda bizim çıkarlarımızı baltalaması, Kriz üzerine kriz, kaos üzerine kaos yaratması ve sayamadığımız daha bir çok hainlikleri, alçaklıkları ne anlama geliyor? Bayrağımızı yere düşürmek istiyorlar. İstekleri açık, net, sarih; ya bize boyun eğer diz çökersiniz, ya da sizi işgal eder bir eyaletimiz haline getirir, halkınızı da köle yaparız. Ve Demirtaş’ın ağzı ile son oyun, son talimat son emir; “PKK nın siyasi kolunu da yanınıza alarak sokağa çıkın, sokak hareketlerini başlatın.” İşte bu mübarek bayrağın, o kutlu sancağın altında toplanma, kenetlenme, sımsıkı olma, vatana, devlete, millete, bayrağa sahip çıkma zamanı. Gönülden ve yürekten inanıyoruz ki, bu ulvi gaye uğrunda bu bayrak altında toplananlar ne siyasetin çirkin, kirli oyunlarına alet olacaklar, ne de hainlik değilse bile gaflet içerisinde olanların söylemlerine aldanmayacaklar, hiçbir kaosa, sokak hareketlerine fırsat vermeyecekler. Çamurlaşmış kirli siyaset aylardır; “Cumhurbaşkanı adayı kim olacak?” sorusunu tartışıyor. Yeter artık kabak tadı verdi denmiyor. Türkiye üzerinde oynanan oyunlar ne konuşuluyor ne tartışılıyor ne de gelen büyük tehlikeye dikkat çekiliyor. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi bir de kendisini Türk Milliyetçisi olarak tanımlayanlar birbirlerine düşürülerek milli güçlerin parçalanması, bölünmesi ve zayıflatılması için her türlü tezgâh kuruluyor. Başarlı da olunuyor. Dün dost olanlar bu gün düşman, dün düşman olanlar bugün dost, dün birbirlerine kurşun atanlar bugün neredeyse kuzu sarması, kırgınlıklar, küslükler, birbirlerinin aleyhlerinde olarak düşmanın ekmeğine yağ sürülmesi de cabası. İşin en acısı bu hain tuzak fark edilmiyor. Gerçekleri görmememiz için kör, duymamamız için sağır, konuşmamamız için dilsiz yaptılar. Başka alemlerde geziyoruz. Biliyorum. Bütün bunları ifade etmemiz malum sosyal medya trollerini inanılmaz derecede rahatsız edecek, her türlü saldırıyı yapacaklar. Peki, korkuyor muyuz? Asla! Susacak mıyız? Kesinlikle hayır! Milli güçlerin sımsıkı kenetlenmesi, kardeşlik bağları ile bağlanması, birlik olunması, devlete, millete, vatana, bayrağı sahip çıkılması hususunda topyekun hareket etmek için elimizden geleni değil gelemeyeni de yapacak mıyız? Sonuna kadar evet…. MİLLETİM UYAN! İsmet Taş – İç Anadolu Birliği Genel Başkanı Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı |
591 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |