Cumhurbaşkanlığı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Cimer
Hazine ve Maliye Bakanlığı
Kültür ve Turizm Bakanlığı
Ankara Valiliği
Ankara Büyükşehir Belediyesi
Altındağ Belediyesi
Keçiören Belediyesi
e-Devlet Kapısı

İki yüz milyona yakın Türk’ün kalbi Türkiye’de attı. Metehan ve Timur’dan sonra, Türk Birliğinin kurulması için verilen mücadele nihayet meyvelerini verdi. Türk Konseyi (Türk Keneşi) bir araya gelen gelerek, “Türk Devletleri Teşkilatı” adı ile tarihi yeniden yazmaya başladılar.

Batılıların Orta Asya, bizim Türkistan dediğimiz bu coğrafyada artık Türkler ağıtlar yakmayacaklar, sürgün edilmeyecekler, işkence ve zulüm görmeyecekler, sömürülmeyecekler, asimile edilmeyecekler, kendi gelenek ve inançlarına göre özgürce yaşayacaklar, dünya ticaretinden kendi paylarına düşeni alacaklar. Türk Birliğinin oluşturulması için atılabilecek en büyük adım atıldı.

Türk Birliği özellikle Osman Devletinin son zamanlarından itibaren dillendirilmeye başlanmış ama şartlar buna izin vermemiştir. Buna rağmen bu hayalden hiç bir zaman vazgeçilmemiştir. O günden bu güne birçok bilim ve devlet adamı bu birliğin kurulması konusunda ciddi çalışmalar yapmışlardır. Bunlardan en önemlisi, “Dilde Birlik” fikri ile İsmail Gaspıralı olmuştur. 1990 yılından itibaren bağımsızlıklarını kazanan Türk Cumhuriyetlerinin Merkezi Hükümetleri gerekli adımları atamayarak bu birliği gerçekleştirememişlerdir.

Oysaki dünyanın birçok yerinde Türk varlığı her zaman kendini göstermiş, böyle bir birliğin gerçekleşmesi dünyadaki bütün Türklerin umudu haline gelmiştir. Yani Türk dünyası demek aslında, “Tüm Dünya” demektir. Türk dünyasının sınırları artık Adriyatik kıyılarından Çin Seddi’ne kadar olan alan değildir, bütün dünyadır. Dolayısı ile Türklerin bir araya gelmesi demek, bütün dengelerin değişeceği, yeni bir Türk Asrının başlayacağı, bunun dünyanın Türkün hâkimiyeti altına girmek demek olacağı gerçeğini, kendilerini dünyanın efendisi sananlar gayet iyi biliyorlar. Bunun içinde başta Rusya olmak üzere, emperyal güçler Türkleri ya kendi kimlik ve benliklerinden uzaklaştırarak asimile etmek ya da sistemli ve bilinçli bir şekilde yok etme yoluna gittiler. Soykırıma varan katliamlar yaptılar, vatanlarından sürgün ettiler, aç, susuz, bir lokma ekmeğe muhtaç hale getirdiler, akla hayale gelmedik işkenceler, tarihin görmediği zulümleri yaptılar.

Ama yanıldıkları bir nokta vardı. Uğraştıkları millet Türk Milletiydi. “Türk’ün Boyun Eğmeyeceği” gerçeğini bir türlü anlayamadılar.

Ve işte, Yeniden doğuş ve diriliş ERGENEKON tekrar gerçekleşti.

Türkiye’nin liderliğinde, Türk Cumhuriyetlerinin kararlı tutumlarıyla, önce Türk Konseyi sonra Türk Devletleri Teşkilatı kurulduğu bütün dünyaya ilan edildi.

Bu ayrıca BİR olunca kazanılan Karabağ Zaferi’nin bir sonucudur.

Bu birlik zamanla genişleyecek ve bütün dünyadaki Türkleri içine alacak, dünyanın en

büyük ekonomileri arasına girecektir. Türk Cumhuriyetlerinin sahip oldukları yer altı ve yer üstü zenginlik kaynakları emperyal güçlerin sömürüsünden kurtarılıp kendi ekonomilerine kazandırıldığında, ortaya küresel bir güç olan Türk Birliği çıkacaktır. Bu kaçınılmaz bir gerçektir. Evet, doğum sancılı olmuştur. Kolay olacağı zaten hiç düşünülmemişti. Çünkü başta Rusya, ABD, Çin, İran ve diğer Avrupa devletleri yeni bir gücün özellikle de Türk’ün gücünü asla kabul etmeyeceklerdi. Bu güne kadar Türk Birliğinin kurulamamasının en önemli nedeni de budur. Ama artık oyun kuran, dengeleri değiştiren, bölgesel bir güç olan Türkiye var.

Türk Birliği hiçbir birliğe alternatif olarak gerçekleşmemiştir. İslam’ın muzafferiyeti, Türkün hürriyeti, insanlığın selameti, mazlum milletlerin hamiliği için doğmuştur.

Türk Birliği dünyanın birçok bölgesinde yaşayan Türklerin kaybetmek zorunda kaldıkları onur ve saygınlıklarını tekrar kazandıracaktır.

Ortak tarih ve kültür değerlerine sahip Türk Cumhuriyetleri, Türk Devletleri Teşkilatı adını aldıktan sonra ortak bir bildiri ile her türlü teröre, bölücülüğe, ırkçılığa, ayrımcılığa, yabancı düşmanlığına, İslamofobi ve nefret söylemlerine karşı olduklarını, ortak ticaret ve yatırım yapacaklarını, doğu, batı, orta boyunca taşımacılıkta birlik olacaklarını, Türk Devletleri Teşkilatı Sivil Koruma Mekanizması adı altında Afet Müdahale Birimi kurulacağını ilan ettiler.

Türkiye, Türk Devletleri Teşkilatına tarihi bir bina bağışlayarak sekretaryasının kurulmasını sağlayarak resmi bir hüviyet kazandırdı. Artık emperyal güçler dünyanın neresinde olursa olsun adım atarken iki defa düşünecekler.

Elbette bu birliğin güçlenmemesi için akla hayale gelmedik her şey yapılacak. Ancak buna güçleri yetmeyecektir.

“YENİDEN DOĞUŞ İKİNCİ ERGENEKON GERÇEKLEŞMİŞTİR”.

Türk Cumhuriyetlerinin çok büyük bir ekseriyetinin Müslüman olduğunu düşünecek olursak, İslam’ın güneşi tekrar Türkistan’dan doğacaktır.

DÜN OLDUĞU GİBİ BUGÜN DE, YARIN DA, TÜRKLER; İSLAMIN SANCAKTARLIĞINI YAPIP EN GÜÇLÜ KILICI OLACAKLARDIR.

İSLAM’IN MUZAFFERİYETİ, İNSANLIĞIN SELAMETİ, HÜRRİYET, BARIŞ, KARDEŞLİK VE ADALET İÇİN YAŞASIN TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI, YAŞASIN DÜNYA TÜRKLERİNİN BİRLİĞİ

İsmet Taş – İç Anadolu Birliği Genel Başkanı

Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı

Yorumlar