Cumhurbaşkanlığı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Cimer
Hazine ve Maliye Bakanlığı
Kültür ve Turizm Bakanlığı
Ankara Valiliği
Ankara Büyükşehir Belediyesi
Altındağ Belediyesi
Keçiören Belediyesi
e-Devlet Kapısı

           
Ülkemiz son günlerde bir milletvekilinin alçakça, ahlaksızca yapılan bir küfrü ile çalkalanıyor. Ülke genelinde hakim kanı, bu küfrü yapan şahsın gereken cezayı görmesi, milletvekilliğinden ya istifa etmesi yada düşürülmesi yönünde. 

Buraya kadar her şey normal. Bir suç varsa, bir de ceza olmalı. Suç ve ceza şahıslara göre değil, hukukun normlarına göre olmalı. Elbette bir de vicdanlarda ki mahkûmiyet var. 

Anormal olan ise, olaya şiddetle karşı çıkıp gereğini yapması gerekenlerin bunu yapmadıkları gibi, küfrü yiyene olmadık hakaretlerde bulunarak, küfürbaz vekili korumaları altına almalarıdır.  

Diğer bir anormallik, defalarca, halk siyasilerin çok çok önünde diye ilan ettik. Ancak bir kısım vatandaşlarımız da bu adama sahip çıkarak; “Şu da şu zamanda şunu söylemişti, şunu yapmıştı” diyerek bir yanlışı bir yanlışla aklamak istemeleri inanılmazdı. Oysaki bizim kültürümüzde böyle bir küfrün asla affı yok.  

Bu ahlaksızlığın savunulması demek, çocuklara, kadınlara, şiddet kullananları, tecavüz edenleri, vatan hainlerini, yani mutlak suretle idamla yargılanmaları gerekenlerinde, kendi siyasi görüşlerinden ise savunulacağı anlamına gelmektedir. Bu anlayış tarzı korkunçtur, ürperticidir. Hele ki bugün terör yandaşları ile kol kola olanları düşünecek olursak.   

 Bu insanlar ne ara nasıl bu hale geldiler? Bunun daha ötesi ne olabilir? Bu milleti, yok oluşa giden yıkılışı durdurmak, yok oluş harekâtını yüceliş harekâtına nasıl ve ne ile çevrilebilir? Diye büyük bir karamsarlık içinde düşünürken, 10 Kasım 2021 Çarşamba akşamı CNN Türk Tarafsız Bölge programına takıldım. Yüzümdeki, öfke, acı, üzüntü, keder yerini sevince, coşkuya, gurura ve umuda bıraktı. Nasıl mı? 

                Program konuğu, TUSAŞ Gene Müdürü Pr.Dr. Sayın Temel Kotil’di.  

                Neler mi anlattı? Kısa bir özet geçmek istiyorum; 

                “Beşinci nesil, çift motorlu, F 16 dan ve F 35 den üstün, ABD nin hiç kimseye satmadığı, vermediği F 22 si, Çin’in J 20 si, Rusların SU 57 si ile aynı ayarda, sadece, ABD, ÇİN, RUSYA, GÜNEY KORE VE TÜRKİYE’ DE bulunacak olan, Almanya, İngiltere ve Fransa’da olmayan, süpersonik, ses hızının iki katı hızla uçabilen, radara yakalanmayan, çift motorlu, 360 derece görüntü verebilen, gerektiğinde insansız uçabilen, yerden havaya ve havadan havaya, her türlü bomba ve füze atabilen, inanılmaz bir teknoloji ve yapay zeka ile üretilen, teknolojik anlamda on milyar doları bulan Türkiye’nin en büyük yatırımı olan, ekipmanlarının tarafımızdan üretildiği tesislerin dünya da ilk beş içerisinde olduğu, daha birçok özelliklerinin bulunduğu Milli Muharip Uçağımızın, 2022 yılı Mart ayında biteceği, 2028 yılında seri üretime geçileceği, 2030 yılında tamamen her şeyi ile yerli ve milli olacağı, sadece bizimle beraber beş ülkenin yaptığı bu uçakla, havacılıkta süper lige girdiğimiz ifade edildi.” 

Bitti mi? Hayır bitmedi!  

Kimseye selam durmadan, uçağımızı ve füze savunma sistemlerimizi yapacağımızı, bunun için özel imalat alanlarının, rüzgâr panellerinin, hangarların tamamlandığı, “özgün proje” ile kendi sistemimizi kendimizin kurduğu, F 16 ların modernizasyonun bizim için hiç de zor olmadığı, kendimizin yaptığı; 

Süpersonik sesten hızlı, Hür Jet hafif taarruz uçağının, 2025 de Malezya’ya teslim edilecek şekilde yapımına devam edildiği; 

Radar sistemlerini körelten uydu kontrollü ANKA adlı SİHA nın göreve başladığı; 

Yüzde yüz yerli ve milli GÖKBEY HELİKOPTERİN yapımının tamamlanıp jandarmaya teslim edildiği, satışa hazır olduğu, bu alanda dünyada yedinci sırada olduğumuz, inanılmaz özellikleri olan ATAK T29 HELİKOPTER in TSK ‘ya teslim edildiği, ATAK 2 HELİKOPTERİ’NİN yapımına başlandığı; 

Yani, Milli Muharip Uçağı, Atak 2 Helikopteri ve Hür jet’in 2028 kadar biteceği, silahlı kuvvetlerin envanterine gireceği anlatıldı. 

Ve sıkı durun; 

 Anlaşması imzalanan altı ay sonra teslim edilecek olan, HÜRKUŞ’ un ilk satışı, ihracı gerçekleşecek. Modern anlamda birçok özellikleri olan, bu savaş uçağını biz bugün yapıp ihraç ediyoruz... Bunun yanı sıra, bir milyon dolara Arjantin’e ihraç edilen HTS haberleşme uydumuz var... 

Yüzde yüz yerli ve milli GÖKBEY HELİKOPTERİ, daha birçok yerli ve milli çalışma. Yerli ve millinin anlamı da açıklandı. Motor dahil bütün aksamı bizim mühendislerimiz tarafından üretilen ürün olarak anlatıldı.  

Bu anlatılanların bir kısmı elbette bilginiz dahilinde veya daha fazlası. Ancak, “Uçak İhracı”nı ilk defa duyduğunuzu düşünüyorum. Bu sevinci, coşkuyu, gururu anında sizlerle paylaşmak ve yaşamak istedim.  

Hiç ama hiç kimsenin umudunuzu kırmasına, ülkemizi aşağılamasına asla izin vermeyin. Şimdi ben bunları anlatınca bir kısım, “Trol” , “Hadi canım oradan, sallama, atıyorsun, hadi ya, ciddimisin...” gibi alay vari cümleler kuracaklar. Ama Türkiye sevdalısı değerli okurlarım ise; “Vaay be! İşte bu! Helal olsun. Biz demiştik yeter ki isteyelim biz yaparız hem de en iyisini yaparız” diye gururlanacaklar, Türk mühendisleri ile övünecekler.  

Türkiye’de, iyi, güzel, muhteşem, gurur verici şeylerde oluyor. Nasıl ki yanlışları eleştiriyorsak güzel olan şeyleri de alkışlamasını bilmeliyiz.  

Hadi hep beraber yapılan iyi ve güzel şeyleri alkışlayalım. 

                Yaşasın Türkiye, Yaşasın Büyük Türk Milleti, Yaşasın Milli Birlik ve Beraberliğimiz, Yaşasın Türk Mühendisleri... 

                İsmet Taş – İç Anadolu Birliği Genel Başkanı 

                Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı   

Yorumlar