Nekbe... Veya Soykırım Başlangıcı
İşte Müslüman Filistin Halkının soykırıma uğramaya başladığı tarihte 14 Mayıs 1948, yani Yahudi İsrail Devletinin kurulduğu yıl. "Nekbe Günü" diğer adıyla, "Büyük Felaket"... Bizim deyimimizle, "Soykırımın başladığı tarih"... Siyonist teröristlerden kaçan yaklaşık bir milyona yakın Filistinli, Mısır, Suriye, Lübnan ve Ürdün'e sığındılar. Birleşmiş Milletlerin kayıtlarına göre; 12 milyon Filistinlinin 8 milyonu dünyanın değişik yerlerinde mülteci olarak yaşıyor. Bunun beş milyona yakını Birleşmiş Milletlerden mülteci kaydı ile yardım alıyor. Aslında Filistin Halkı Nekbe'yi 1799 başlatır. Napolyon Bonapart Filistin'de bir Yahudi devleti kurulması fikrini ortaya atar. Bundan sonra dünyanın birçok yerinden Siyonist Yahudiler bu topraklara göç etmeye başladılar. Bu durum 1917'de İngilizlerin Kudüs'ü işgal etmesi ile daha da hızlanır. İngilizler bununla da yetinmeyerek, yayınladıkları, "Balfour Deklarasyonu" ile Yahudilerin bu bölgeye yerleşmelerini ve İsrail'in kurulmasını desteklediklerini ilan ettiler. Kısa bir bilgi notu olarak verdiğimiz tarihi süreçte görüldüğü gibi Nekbe yani felaket günü birden bire değil adım adım gerçekleştirildi. Bu tarihten sonra Filistinlilerin hayatı kan ve gözyaşı ile yoğrulmaya başladı. Başta Mısır, Suriye, Ürdün, Lübnan olmak üzere birçok Arap ülkesi bu göçü önleyemediler. İsrail ile girdikleri bütün savaşları çok acı bir şekilde kaybettiler. Her savaş sonucunda İsrail, hem Filistin topraklarını adım adım işgal etti hem de Filistinlileri ya katlettiler ya da topraklarından sürdüler. Yani soykırım bütün hızıyla devam etti. Örneği 1967 de ki altı gün savaşlarında İsrail, Batı ŞeriaI'yı, Gazze Şeridi'ni, Doğu Kudüs'ü, Sina Yarımadasını ve Ürdün Vadisini işgal ederek topraklarını dört kat büyüttü. Yine Filistinliler vatanlarını korumak için 1973 Ekiminde İsrail ile yaptıkları savaşı özellikle ABD ve Almanya'nın İsrail'e sağladıkları para ve silah desteği ile kaybettiler. Bu günlere Filistinli kardeşlerimiz, "Nekse" kayıp gün adını verdiler. İsrail özellikle, 2000-2005, 2008-2009, 2014, yıllarında binlerce Filistinliyi katletmiş, binlercesini yaralamış, yüzbinlercesini de yerinden yurdundan edip, mülteci konumuna düşürmüştür. ABD Başkanı Trump tarafından Kudüs'ü İsrail'in Başkenti ilan etmesi Yahudileri iyece azdırmış, işgal ettikleri yerleri, "İlhak" ettiklerini duyurarak, Mescidi Aksa'yı alçakça postalları ile çiğneyerek tarumar edip her gün Filistin Halkına en ağır acıları yaşatmaya devam ettiler. Bu sırada başta Suudi Arabistan, Mısır, BAE olmak üzere İsrail ile yakınlaşarak barış antlaşmaları imzalamışlar, katledilen, soykırıma uğrayan Filistin’e ve İslam Dünyasına ihanet etmişlerdir. Peki, ilk kıblemiz, kalbinde hardal tanesi kadar imanı olan her Müslümanın namusu olan Mescidi Aksa'yı, bizim için ayrı bir kutsiyeti olan Kudüs'ü kim kurtaracak? İnsanım diyen herkesi ilgilendiren hunharca katledilen masum çocukların çığlığını kim duyacak? Kadın, yaşlı demeden öldürülen, toprakları işgal edilen Filistin Halkını kim koruyacak, kollayacak, bu soykırıma kim dur diyecek? İslam İşbirliği Teşkilatımı? Arap Birliği mi? Uluslararası toplum mu? Uluslararası Hukuk mu? Birleşmiş Milletler mi? Sahi kim? Söyleyelim... Hiç kimse!!! Benim şahsi kanaatim. Türkiye ve Katar tam desteklerini açıkladılar. Diğer taraftan zerre kadar Müslümanım diyen Müslüman ülkeler, masum çocukların çığlıklarına kulaklarını tıkamayan STK lar, Filistin’e, Filistin Halkına başta her türlü modern silahlar olmak üzere maddi ve manevi yardım yapmaları elzemdir. Yeter ki İsrail'e karşı koyacak ellerinde silah olsun. Aksi halde.... Aksini ne düşünmek ne de söylemek istiyorum. Selam olsun Filistine... Selam olsun Filistinli Mücahitlere... Selam olsun Müslümanların namusu Mescidi Aksa'yı koruyanlara... Şehitlere Allah'tan rahmet diliyorum. Mekânları cennet olsun. Allah yaralılara acil şifalar versin. İsmet Taş-İç Anadolu Birliği Genel Başkanı |
627 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |