Uyan Ey Müslüman! İlk Kıblen, Mübarek Mescid-i Aksa’n Elden Gidiyor!
İşgalci İsrail, bildiğiniz üzere yakın zamanda Burak Vakfiye Meydanı’nda kepçeler ve büyük iş makineleriyle kazılar yaptı. Bu bölge mübarek Mescid-i Aksamızın hemen yanı başındadır. Kazı çalışmalarının gürültüsü mescitlerin içine kadar ulaştı. Mescid-i Aksa'nın bahçesinde ve içindeki yapılarda kazılardan dolayı çatlaklar ve yarıklar oluştu. Ayrıca işgal makamları kışkırtıcı adımlarına bir yenisini daha ekledi. Saha ölçüm ekipleri (kadastro görevlileri) işgal polisi eşliğinde Mescid-i Aksa'nın bahçesinde ve Kubbet’üs Sahra etrafında bazı ölçümler yaptı. Bu girişimler, Mescid-i Aksa içerisinde yani 144.000 metrekarelik alanda atılacak yeni adımların ve muhtemel yeni yapı çalışmalarının habercisidir. Üstelik işgal makamları sinsi planlarını rahatça gerçekleştirebilmek için bütün bölgenin kendilerine kalmasını sağlamak amacıyla Covid-19 pandemi sürecini bahane ederek Kudüslüler üzerinde kurmuş oldukları baskıları iyice arttırdılar. Uluslararası Osmanlı Mirasını İhya ve Koruma Derneği (İhya Miras) olarak bunları şiddetle kınıyor ve saygıdeğer devlet büyüklerimizi, alimlerimizi, sivil toplum kuruluşlarımızı, basın yayın organlarını, ümmet-i Muhammed’i ve tüm insanlığı bu kutlu davaya sahip çıkmaları konusunda birlik olmaya davet ediyoruz. Adım Adım Yıkılıyor! İşgalci İsrail 1967’den bu yana, Yahudilere ait kalıntılar bulabilmek gerekçesiyle Mescid-i Aksa’nın altında çeşitli aralıklarla kazı çalışmaları yürütmektedir. Bugüne kadar sadece İslam Tarihi ve Roma Dönemi'nden kalma eserlerin bulunduğu kazılar sırasında birçok evin, okulun ve tarihî eserin temelleri zarar görmüş, binaların duvarlarında çatlaklar oluşmuştur. Gün geçtikçe artan, sayısı bilinmeyen tüneller Mescid-i Aksamıza da zarar vermiştir. 1979’da yer altındaki tüneller doğu ve batı olarak ikiye ayrılmıştır. Ayrıca yer altında bir de Yahudi ibadethanesi açılmıştır. 2011 ve sonrasında, Arap Baharı savaşlarıyla İslam dünyasının ilgisi Filistin’den başka bölgelere kaymıştır. Bugün hem İslam dünyasının Filistin meselesine karşı ilgisizliği hem de Trump’ın ve Biden’in Siyonist İsrail yönetimine verdikleri siyasi ve ekonomik destek nedeniyle kazılar daha da yoğunlaştırılmıştır. Bizler İhya Miras Derneği olarak bu olayları yakından takip ediyor ve gerçekleştirdiğimiz restorasyon çalışmalarıyla işgalcilere engel olmaya çalışıyoruz. Fakat kısıtlı imkanlarla yaptığımız restorasyon çalışmaları, ne yazık ki bu hukuksuz kazıların bıraktığı tahribatın yanında yetersiz kalıyor. İsrail Mescid-i Aksa’nın Altını Oymaya Devam Ediyor! İslam dünyasının kayıtsız tutumu üzerine daha da azgınlaşan işgalci hükümet, Mescid-i Aksa ve çevresinde maddi, manevi yıkım çalışmalarına aralıksız devam ediyor. Kudüs'teki İslam eserlerini yok etme projesine her geçen gün bir yenisini daha ekleyerek, asıl amacı olan Mescid-i Aksa’yı yıkma hedefine adım adım yaklaşıyor. Mescid-i Aksa’ya Kendi Kendine Yıkıldı Süsü Verecekler! Mescid-i Aksa’nın her an yıkılma tehdidi altında olduğunu söyleyen uzmanlar; işgalci hükümetin, Hz. Süleyman mabedini arama bahanesiyle Mescid-i Aksa’nın altında yaptığı arkeolojik kazılarla açtıkları tünellerde bir hayli yol kat ettiklerini belirtiyorlar. Mescid-i Aksa her an yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya ve hatta her an yıkılabilecek durumda. Son yıllarda ciddi şekilde artan kazı çalışmaları nedeniyle bugüne kadar Kadim Kudüs Şehri'nde birçok çöküntü meydana geldi. Bu yapılanların ve bölgede yaşananların hiçbiri tesadüf değildir. İşgalci hükümetin asıl amacı, Müslümanları ayaklandırmadan yavaş yavaş yürüttükleri kazı çalışmalarıyla Mescid-i Aksa’yı yıkarak Müslümanları bölgeden tamamen uzaklaştırmaktır. Peki Kudüs ve Mescid-i Aksa Neden Bu Kadar Önemli? Çünkü Kudüs; ilk kıblemiz, yeryüzünde yapılan ikinci mescid ve üçüncü Harem-i Şerifimizdir, Mescid-i Aksa’yı bağrında barındıran mukaddes beldedir. Çünkü Kudüs; ümmetin başkenti, miracın anayurdu, mazlumların umududur. Çünkü Kudüs; Hz. İbrahim’in bereketi, Hz. Musa’nın sesi, Hz. İsa’nın diriltici nefesidir. Çünkü Kudüs; Hz. Meryem’in iffeti, Hz. Davud’un yakarışıyla müşerref, yüz yirmi dört bin peygamberin meftun olduğu üç semavi dinin kıymetlisidir. Çünkü Kudüs; Selahaddin’in rüyası, Kanuni’nin mirası, Abdulhamid’in davasıdır. Çünkü Kudüs; Osmanlı’nın 400 yıllık sancağı, İslam’ın yaşayan şehridir. Peki evleri yıkılan, vatanlarından edilmeye çalışılan, ümmet adına kutsal toprakları korumak için canlarıyla, mallarıyla mücadele eden Kudüslü kardeşlerimiz için sen ne yapmaktasın? Bizler Osmanlı Mirasını İhya ve Koruma Derneği olarak Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı yalnız bırakmayacağımızı duyuruyor; saygıdeğer devlet büyüklerimizi, alimlerimizi, sivil toplum kuruluşlarımızı, basın yayın organlarını, ümmet-i Muhammed’i ve tüm insanlığı bu kutlu davaya sahip çıkmaları konusunda birlik olmaya davet ediyoruz. |
523 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |