TARİHİN EN BÜYÜK DESTANI Muhteşem Türk Tarihinde öyle büyük zaferler, destanlar, kahramanlar, yiğitlikler vardır ki, hiçbir milletin tarihinde asla bunlara rastlayamazsınız. Düşünün bir kere, hangi milletin tarihinde ülkeleri için savaşırken, dönmeyi düşünmeyenler var? Hangi milletin tarihinde bir ölüm-kalım savaşı olmuştur? Hangi devletin tarihinde, birçok devletin bir araya gelerek, bitmiş, tükenmiş, hasta adam dedikleri bir devlete karşı, olağanüstü orantısız bir güçle saldıranların kesin yenilgiyi uğradığı bir olay vardır? Hangi devletin tarihinde, kara, deniz ve kısmen hava kuvvetlerinin katıldığı bir savaş olmuş, zamanın en üstün teknolojisi ile donatılmış düşman kuvvetlerine karşı, teknik donanımı son derece zayıf bir kuvvet kesin başarı kazanmıştır. Bunları uzatabiliriz. Kesin olan bir şey daha var ki o da yeni Türk Devletinin kuruluşu, Kurtuluş Savaşı’nın meşalesinin ateşlenmesi, Çanakkale Savaşlarının muhteşem zaferinin bir sonucudur. Çanakkale destanını yazan yiğitler, katılan bir çok ülkenin "Kahramanını", “şöhretlerini” denizin dibine gömmüştür. Bunlardan biriside, Sudan ve Güney Afrika fatihi olarak bilinen, İngilizlerin milli kahramanı Mareşal Lord Kitchener'dır. Lord, (Belki de kahrından) altı ay sonra ölmüş böylece Britinya İmparatorluğu, kahraman, yiğit millet evlatlarının önünde diz çökmüştür. Osmanlının evlatları, Kraliçe Victoria'nın çocuklarına dünyayı dar etmiş, acıların en büyüğünü yaşatmıştır. Onlar bu acıyı dünya durdukça unutamayacaklar, Türk Milletinin yiğit evlatları ise zaferden zafere koşacaklardır. Çanakkale Zaferi, bütün dünya devletlerine, Türkün gücünü, savaş alanında bile insancıllığını, merhametini göstermenin yanı sıra, asla esir edilemeyeceğini, Türk'ün hürriyetine, milli ve manevi değerlerine ne kadar düşkün olduğunu da ortaya koymuştur. Bu zaferin sonuçları İstiklal Harbinde, II. Dünya Savaşında Türkiye savaşa sokulmak istenmesinde, NATO ya alınmasında görülmüştür. Allah korusun bu savaş kaybedilmiş olsaydı, başta İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Yunanistan olmak üzere bütün batılı devletler, akbabalar gibi bu topraklara üşüşecekler, Türk Yurduna çörekleneceklerdi. Bunun yanı sıra zamanın Çarlık Rusya'sı, Doğu Türkistan'da yaptıklarını çekinmeden Türk Milletine yapmaları kaçınılmaz olacak, bugün Misak-ı Milli sınırları içinde en güçlü şekilde varlığımızı devam ettirmekte olduğumuz Türkiye Cumhuriyeti Devleti olmayacaktı. Bu vesile ile Çanakkale Aslanlarının ruhları bir kez daha şad olsun diyoruz. Cevdet Paşa ne güzel özetlemişti Çanakkale'yi. "Gittiler, geçemediler, geçemeyecekler". Atatürk daha sonraları, “Geldikleri gibi gidecekler” demiştir. Lord Fisher'de çok güzel özetledi Çanakkale'yi. "Çanakkale mezarımız olacak" dedi. Ve gerçekten mezarları oldu. Çanakkale, Napolyon'nun sözünü bir kez daha teyid ettirdi. Ne demişti, "Türkler öldürülebilir ama asla mağlup edilemezler" Evet binlerce vatan evladı şahadet şerbetini içti ama, torunlarına özgür bir vatan bıraktılar. Çanakkale zaferi , bütün cihan ilan edildi ki, öldürülebilir ama asla mağlup edilemez tek bir güç vardır. TÜRKLER... Yılanların başlarını ezip, destan üzerine destan yazan yiğit vatan evlatları, "Biz dönmeye değil ölmeye geldik, bir ölür bin diriliriz" diyerek bütün cihana meydan okudular. Bunu çok iyi okuyanlar Türk'e dost oldu kazandılar, bunu doğru dürüst okuyamayanlar Türk'e düşman oldular, yenilgi üzerine yenilgi, utanç üzerine utanç aldılar. Yunanlılar gibi... Çanakkale, her karış toprağı Türk'ün o kutsal kanı ile yoğruldu. Her karış toprağına onlarca şehit verildi. Bu topraklar kutsal olmayacakta, hangi topraklar kutsal olacak? Gaza diyarı Çanakkale... Milliyet farkı gözetmeksizin, başta Afganistan, Pakistan, Azerbaycan ve Hindistan olmak üzere birçok ülkeden kalkıp gelen Çanakkale’de gögsünü bu millete siper eden, her biri birer "Fatih" olan bu aslanların tek bir hedefi vardı. "İSLAM'IN SANCAĞI DÜŞMEYECEK, TÜRK'ÜN BAYRAĞI ŞANLA, ŞEREFLE DALGALANACAK" RUHLARI ŞAD, MEKÂNLARI CENNET OLSUN. ÇANAKKALE ŞEHİTLERİMİZİ MERHUM MEHMET AKİF ERSOY’DAN DAHA GÜZEL KİM ANLATABİLİR. Asım’ın nesli… Diyordum ya… Nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek. Şüheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar… O, rükû olmasa, dünyada eğilmez başlar, Yaralanmış tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor! Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker! Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid’i… Bedr’in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi. Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın. EY ŞEHİD OĞLU ŞEHİD, İSTEME BENDEN MAKBER, SANA AGUŞUNU AÇMIŞ DURUYOR PEYGAMBER Çanakkale Zaferimizin 106. Yılını kutluyor, bu vesile ile başta Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına, minnet ve şükran duygularımızla, bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Mekânları cennet olsun. İsmet Taş – İç Anadolu Birliği Genel Başkanı Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı |
436 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |